Minibüsteyiz.Ön koltukta bir buçuklu yaşlarında bir bebek, au agu diye arka koltuktaki babasının kucağında oturan 4-5 yaşlarında bir oğlan çocuğuna el sallıyor, gülücük yolluyor. Çocuk babasına soruyor.
- Baba ya neden konuşmuyo bu ?
- Oğlum o daha seni kadar büyümemiş, çok küçük.
- Ama niye konuşmuyor ağzı var?
Bu kadar basit işte. Ağzı var... O zaman konuşacaksın arkadaş! Bu kadar basit. Net...
Sadece yaşamak...düz, kaygısız ne net yaşamak... Nasıl bir şeydi? Unuttum. O minibüstek her yetişkin kadar unuttum. Eskiden elimde siyah ve beyaz taşlarım vardı. İyilerim ve kötülerim vardı. Elime iyilerimi alıp yollara düşerdim, kötüden kaçardım... Elimde hep çiçeklerle kırlardaydım...
ağzı olan konuşuyor...
ReplyDeleteHayattan korkmamakmış...
ReplyDeleteİnsanlardan çekinmemekmiş...
İçindekini dile getirmekmiş...
şimdi iyi mi kötü mü ayıramaz olduk...taşlar bile şekil değiştiriyor zamanla....
ReplyDeletebir de susmamak gerek gerektiği yerde... :)
Ama niye konuşmuyor ağzı var?
ReplyDeletebu soruyu hala soruyoruz eşşek kadar adam olsak da. biliyorlar ama konuşmuyorlar. sinmiş, rant ilişkileri içinde sönmüş. bir sürü hayalet insan.
çocukluğumuzdan bir parça hala var demek ki - demeyeceğim aslında sistem çocukça anlamsızlıkları tüm hayatımıza taşıyor. ağzı olanlar konuşmuyor. put gibi. minibüs demişsin
-müsait bi yerde
-ışıkları geçelim de