6.30.2016

Cemal Süreya'daki Bayan Nihayet

Ben Bayan Nihayet...

Nihayetlerde bulamadığım mutluluğu geçmişimde ararken sadece şiirlere güvendiğim zamanlarda yalnızlık sandığım onca şeyin aslında bambaşka manaları olduğunu bilemeyecek kadar sevgi doluydu içim.

"Ben hangi şehirdeysem yalnızlığın başkentı orası..."

Başkentte yürüyorum. Islık çalmayı hiç beceremedim ben hep hayal kurarak yürüdüm. Ellerim hep ya ceketimin cebinde ya bağlamışımdır önüme, etrafa bakmadan yürürüm. Öyle yürüdüm yalnızlığın başkentinde. Geçtiğim her sokak, her cadde benı takip ediyor sanki. Etrafımda bir aura gibi beni takipte koca bir şehir.


"mut(suz)
kim istemez mutlu olmayı
ama mutsuzluğa da var mısın?"

Mutluluk da  mutsuzluk da sevgi varken aynı. Seviliyorken mutlu olmak ve mutsuz olmak arasında çok bir fark yok. Sevilmiyorken ve hiç gerçekten sevilmediğini öğrendiğinde yaşadığın şey mutsuzluk da değil zaten. Bunun adı hayal kırıklığı. Sonrası, sonrası zaten yalnızlık.

"saat on ikiden sonra,
bütün içkiler,
şaraptır."

Çay koyalım, saat on iki ve benim sarhoş olmaya ihtiyacım var. Bildiklerimi sadece bu şekilde sindirebilirim. Unutabilirim demiyorum bak, aklım yerinde kaldığı sürece bildiklerim hep benimle kalacak. Yaşadıklarınla lanetlenmişsin, elini kolun bağlı. Dışarı çıkamayan öfken kalbinde tortu halinde dev bir kine dönüşüyor."
Korkmuyorum. Ne kin ne öfke... Saat on on ikiden sonra hiçbir şeyin bir önemi kalmıyor.


"biz kırıldık daha da kırılırız
ama katil de bilmiyor öldürdüğünü
hırsız da bilmiyor çaldığını
biz yeni hayatın acemileriyiz.
bütün bildiklerimiz yeniden biçimleniyor
şiirimiz, aşkımız yeniden,
son kötü günleri yaşıyoruz belki
ilk güzel günleri de yaşarız belki
kekre bir şey var bu havada
geçmişle gelecek arasında
acıyla sevinç arasında
öfkeyle bağış arasında...."

Biz kırıldık, daha da kırılırız, kırıldıkça daha dibe batacağız. Kırıldıkça kalbimize düşen cam parçaları küçülür, ufalanır ve asla temizlenemeyecek hale geldiğinde, kan gölünün içinde, yalnızlığın başkentinde yürümeye devam edeceğiz.


Bır şarkı ile bitirelim.

1.03.2016

2016 mı?

Tarih 2016.

Ben ilkokuldayken sınıfın duvarında çağları gösteren bir zaman çizelgesi vardı. Eski cag, yeni cag... Uzay cagi. Hah iste tam olarak o uzay cagindayiz. Uzayda degiliz belki ama kendi adima ben baya uzaydayim.  Bu dünyaya ait olmadığımı bildigim, nefes almaya calistigim bir uzaydayim.

O son okyanusu geçmeyecektim.

Evet 2016... Hmm şimdiye kadar dünyayı ele geçirmiş olmam gerekiyordu. Neden olmadı? Teknik aksaklıklar işte. Ama fark ettim ki "2016 benim yılım olacak süüüüppppper bi yıl geçiricem" enerjisinde olamayacak kadar realist, bu duruma üzülecek kadar da romatiğim. İşin aslına bakarsanız 2016'nın benim yılım olmasına gerek yok ben zaten süperim?

Yav he he.

2015'e geriye dönüp "ne yaptın" diye kendime sorunca " valla bi gezdim ki sorma" cevabını alıyorum Bir de düğün yaptım tabi. Şu hayatta yapmak istediğin ne var deseler Beyrut'ta bir kafede nargile içmek isterim derdim, Beyrut'ta bir kafede nargile içtim mesela. Yahu kızım kendini geliştirmek için ne yaptın derseniz bir cevabım yok. Edgar Ellan Poe okuyorum arada, o iyi oluyor.

Yeni yılda yapılacak listem yok. Bu yazı karamsar bir tarafa doğru gidiyor, hemen komik bi3şeyler söylemeliyim. Veya komik bir video izlemem lazım.

Amaaaan neyse. KIB. BYE


6.25.2015

Hmmm siz de mi partiden sıkıldınız?

İnsanın kalbi kararmaya görsün bütün güzel sözler o karanlığın içerisinde tamamen kayboluveriyor.  Zihnimiz ne kadar nankör. Herşeyi unutuveriyor. En güzel zamanları kareleri gülümsemelerimizi unutturuveriyor en ihtiyacımız olduğu zamanda.
Bir ara - çok da eski değil - yok aslında ara ara beni kimsenin tanımadığı bir ülkeye gitmek istiyorum kimse beni tanımasın derdim. İstanbul'da arkadaşlarımın ailemin yanında veya nargilemi çekerken kurduğum bu hayale şimdi bıyık altından gülüyorum. İnsanın yalnız kalmak için dünyanın bir ucunda kimsenin seni tanımadığı bir ülkeye gitmesine gerek yok. Bazen yanında seni sevdiğini bildiğin biri olduğunda ve onun sevgisinden şüphe ettiğinde de yalnızlaşıverirsin. Bazen elini kolunu bağlayan durumlar olur kocaman bir hapisanede sevginle başbaşa kalıverirsin. Bazen nefes alamazken telefonu açıp gel beni kurtar diyemediklerin olduğu için yalnızsındır. Bazen de uyursun...  Bundan daha gerçek bir yalnızlık göremiyorum.

Eski defterleri açmak istedim bugün. Şanlı kişisel tarihimde değişebilen tek şeyin konumum olması biraz can sıkıcı. Değişmeyen milyonlarca şey içinde yüzyılın icadı cep telefonumu elime alıp arayacak bir yerimin olmaması listede ilk sıralarda yer alıyor. Ancak elbette ki ne olursa olsun 29 yaşıma girdiğim şu günlerde çok iyi olup çok da  güzel olan şey ise ÇÖL'e düşebiliyor oluşum. Breh breh breh ne çölmüş be arkadaş!

Önceleri Çöl'de karşılaşacağım kahramanı arardım.  Şimdilerde çölün kendi yalnızlığım olduğunu anladım bu yüzden arayışı bıraktım. İnsan 30'una girmeye yakın aydınlanıyor mu ne? Demet Akalın'ın dediği gibi 'Hayat 30'undan sonra başlıyor..' Ben tutunduğum ve inandığım şeyleri 30'uma 1 kala kaybediyor gibiyim. Gibisi fazla kaybettiğimi hissediyorum. Kafamda sorguladığım bana zorla dayatılan düşüncelerle doluyum. Hayal kırıklığı mı? Belki. Hayallerden uyanmak mı? Sanırm. Masalın puf diye yok olması mı? Gibi. Olması gereken mi? Muhtemelen.

Biraz dağıtmam gerek dağılmadan toplanamıyor insan. Stabil hayatlarımızda inmeden çıkmayı bilemiyoruz. Üzülmeden dua etmeyi ağlamadan düşünmeyi duvara çarpmadan yenilmeyi öğrenemiyoruz. Ama en önemlisi ağladığımızda bizi teselli edecek kimsenin olmadığında yalnızlığın ne b.ktan birşey olduğunu öğreniyoruz ya. İşte o gerçekten baya bildiğin b.ktan bişey.

Neyse sevgiler.






6.06.2014

Şerh Koymak

"Tek bir yalan geçmişte inanılmış bütün gerçekleri de yalanlar."

Eveeet, düştük mü yine Çöl'e?

Düştük. Biraz tepe üstü oldu ama olsun. Düşmek iyidir, insana ayakta nasıl  kalacağını öğretir. Önceden düşerken gülerek kalkardım ayağa. Yaş 10 gün sonra 28 olacak, 28 yaşında yerden kalkmak eskisi kadar kolay değil sevgili okur. Çünkü eskiden hep ayağa kalkıp "Bir daha düşmeyeceğim" diye umut edebiliyordum. Şimdi ilk kez yerdeyim, çöldeyim ve ayağa kalktığımda "daha kaç kez düşücem ulan ağzını kırdığımın yerinde" diye söyleniyorum.

İlerde bugünü nasıl hatırlarım bilemem. Bugüne şöyle en affillisinden şerh koyuldu. Kendimi yeniden tek başına hissediyorum. Yıllar önce olduğu gibi.

Tüm hikayeye baştan baktım bugün. Puzzleda eksik olan ne varsa hepsi yerine oturdu. Her bir parçayı koydukça daha yalnızlaştım. Her bir parça bana "s.ktir git lan bu hikayede yerin yok" diye bağırdı. Hepsine tek tek cevap verecektim ama ağlamaktan hazzetmem. Ne zaman bi'şey söyleyecek olsam ağlamam geldi, hemen o lanet olasıca ağzımı kapayıp sustum.

Şimdi her şey ne kadar sahte geliyor. Daha önce tüm yaptıklarımsa komik. Kendine bir masal yaratıp o masala kahraman olduğunu sanmak, bir şeyler için savaştığını düşünmek, "kazanmak için" var olmak... Görkemli bir zafer sandığım şey "süslenmiş"bir kaybedişten ibaretmiş.

Şimdi müsadenizle Çöl'de geberene kadar ağlamak istiyorum.

8.12.2013

Sınırsız Sayıda İfade ile Sohbetiniz WeChat’te Şenleniyor

“Bağlanmanın yeni yolu” mottosuyla 2013’te Türkiye pazarına giriş yapan yenilikçi mobil mesajlaşma uygulaması WeChat dünya çapında 300 Milyon kullanıcı çıtasını geride bıraktı.
Dünyaca ünlü futbol yıldızı Lionel Messi, WeChat’in global reklam kampanyasında WeChat’in reklam yüzü olarak karşımıza çıktı. En çok indirilen uygulamalar arasında yer alan WeChat ilk global reklam serisini, “We Share, We Love, WeChat” mottosuyla Türkiye’de de başlattı.
Kendinize Özel İfadeler Yükleyin ve Arkadaşlarınızı Şaşırtın
Ramazan Bayramında sevdiklerinize özel ifadeler hazırlayabilirsiniz. Hazırladığınız bu ifadeleri istediğiniz herkese yollayabiliyorsunuz. Wechat tüm hizmetlerini size ücretsiz olarak açıyor. Wechat uygulamasını deneyimlemek için bu bağlantıyı ziyaret edebilirsiniz.    

WeChat ile mesajlaşırken, sohbetinizi yeni ifadeler ile renklendirebilirsiniz. Yeni bir ifade eklemek için, sohbet ekranındayken önce emoticon’a sonrasında special’a ve son olarak da “+” simgesine tıklayın. Böylelikle web’den dilediğiniz ifadeyi indirebilir ya da kendinize ait ifadeler ekleyebilirsiniz. Yani ifadelerinizin sınırı tamamen sizin hayal gücünüzle sınırlı.


WeChat’in yeniliklerini uygulamanın her yerinde görebilirsiniz. Uygulama ile yapabilecekleriniz özetle:
     Arkadaşlarınızla anlık olarak konuşabilirsiniz,
     Görüntülü aram yapabilirsiniz,
     Adres defterinizdeki kişileri WeChat arkdaşlarınıza ekleyebilirsiniz,
     Hayatınıza ait unutulmaz anları, diğer arkadaşlarınız ile WeChat Anlar üzerinden paylaşabilirsiniz.
Genel Özellikler:
     iOS, Android, Blackberry, Windows ve Symbian işletim sistemlerini destekler.
     HD kalitesinde Video görüşmeleri yapabilirsiniz.
     Sesli görüşmeler (Bas-Konuş) yapabilirsiniz.
     Ücretsizdir ve reklam içermez.
Mobil mesajlaşma uygulamalarında en önemli tercih edilme sebebi tüm arkadaşlarınızın o uygulamayı kullanıyor olmasıdır. WeChat bütün işletim sistemleri tarafından desteklenmekte, AppStore’da ve Google Play’da en çok indirilen uygulamalar listesine girmeyi başarmış durumda. Yani artık tüm arkadaşlarınız burada.
Ramazan Bayram’ında WeChat’i ücretsiz keşfetmek için bu bağlantıyı ziyaret edebilirsiniz. http://wechat.com/tr/download.html

11.27.2012

Şiirler Giderken...

"Kim bilir, belki Mecnun çöle aşıktı..."

Uzak şehirlerden gelip, bir yanında valizi etrafa bakınan gözler görüyorum. Sonra tanıdık yüzü kalabalığın içinden seçtiği an parlayan gözleri ve sevinç ışıltısı... Ben insanları birbirine kavuşurken seviyorum.

İlk yağan yağmurda ıslanıp şemsiyesiz kalsa bile o yağmura sevinen ruhlar görüyorum en çocuğundan. Deli gibi koşturup, şarkı söylemek istiyor sevinçle  zıplıyor o ruhlar. Ben insanları yağmur altında seviyorum.

Bir vapur rıhtımdan ayrıldığı zaman bir el çakmağı ateşleyiveriyor. Uzaklaşan vapurun ardından, geri döneceğini bilerek kendisine "hoşça kal" anlamında sallanan ele karşılık yüreğini gösteriyor. Ben insanları geri dönmek üzere gittiklerinde seviyorum.

Bir şiirde kendini bulan aşklar görüyorum. Belki yüzyıllar, belki günler önce bugün için söylenmiş sözler...
Ben insanları şiirlerde seviyorum.

11.12.2012

Adaletin olmadığı bir dünyada insan olmak ne kadar da zor...