8.18.2010

Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak...

Şaşırıyorum.
İnsanlar ne zaman başkalarının düşüncelerine saygı duymayı unuttular? Ve ne zaman "taraf" olmak zorunda bırakıldık? Nasıl korkularla büyütüldük de eleştirmemeyi öğrendik?
Toplumun, okumuş yazmış ve okuduğunu yazdığını analiz eden toplumun, sistemli olan fikirlerini ilkokul sıralarından beri benimsedik. Öğretildik, öğrendik... Laik olduk, demokratik olduk, Atatürk ile ve inklaplarına bağlı kaldık. Aynı zamanda müslümandık. Gelişime ve yeniliğe açık olduk, bizden önceki toplum mühendislerinin bizlere hazırlamış olduğu bir ülkeye doğduk. İki ileri gittiyse bir geri gitmiş bir ülkede büyüdük. Hafızalarımızdan var olan geçmişi sildiler ve korkuları kazıdılar.Biz hep korktuk oysa "yeniliğe açık" bireylerdirk oysa devrimciydik yada inklapçıydık...

Protest olduk her dönemde. Çünkü korkularımız vardı ve gece vakti mezarlığın yanından geçerken korkusunu yenmeye çalışan birinin bağıra çağıra türkü söylemesi gibi protesto ettik "bilinmezliği..." Çünkü gerçeği bilmiyorduk, ne olup bittiği hakkında en ufak bilgimiz yoktu, sanılarımız vardı. Birde "herkes" vardı... Herkes herşeyi bilirdi. Herkes açıp okumazdı,;herkes manşetlerin yalancısı, herkes muhalif olmaya heves, herkes nehir nereye akarsa o yöne akardı.Ve bu herkes ülkesini severdi. Onun bölünmez bütünlüğünü savunur, onu şeriate karşı korur, cumhuriyet için yapmayacağı şey yoktur... Atatürk'ün samsuna çıktığını bilir çoşkuyla şiir okur, meclisin ne zaman kurulduğunu bilir, Atatrük'ün ne zaman öldüğünü bilir ancak ülkesinin işgalden kurtulduğu günü pek bilmez çünkü o tarihlerde tatildedir.

Asla ama asla herkes'in düşüncelerini sorgulayamazsın ve eleştiremezsin.Ağzını açsan ya teröristsin ya şeriatçisin. Biri de çıkıp "yahu bi dakka aslında bu mantıklı.." demeye kalksa "cahil" olur, "köydeki üniversite görmemiş birinden" ne farkı kalır değil mi ya? Çağdaşlık tektir. Batılılaşmadır. Bizim yeniliğe bakış açımız "göz boyama" olarak nitelendirilir. İnklap anlayışımızdan ise eser kalmadı. Devrimcilik? Gülüyorum sadece...

Halkçıyız; ulusun kendi kendini yönetmesini benimsiyoruz. Ulus kendi seçiyor, kendi yönetiyor ama biz farklı ve sağlam görüşler üretmek yerine işkembeden protesto ediyoruz.
Laikiz, müslümanlığını yaşayan insanların(namaz kılan, ibadet eden..vs) devlet kadrolarında gördüğümüz zaman laikliğe gölge düşürdüğünü sanacak kadar kavrama yabancıyız.
Devrimciyiz; Devrimin taşla sopayla yapıldığını sanıyoruz hala. Dış politikada yapılan "devrim"ler bizim için devrim niteliği taşımaz.
Milliyetçiyiz; Irkçılıkla milliyetçilik arasında gidip geliriz.. Aslında ırkçılığa gideriz de bi daha gelmeyiz.

Haa, tüm bunlara rağmen Atatürkçüyüz o ayrı.

***
Arkası Yarın. :)

1 comment: