Malum Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından artık yeni bir cumhur başkanımız var.
Abdullah Gül.
Hayırlı uğurlu olsun diyoruz ve önümüzdeki 5 sene nasıl geçicek soruları içerisindeyken şöyle garip bir sloganla karşılaştı Türkiye Cumhuriyeti.
"Abdullah Gül benim cumhurbaşkanım değildir.!"
En az PKK'lı militanların bölücü hareketleri kadar "bölücü" bir söz oluğu kanısındayım. Ne demek şimdi bu? Bu ülkede yaşıyorsun, bu ülkenin vatandaşısın; bu ülkenin, bu halkın seçtiği cumhurbaşkanını kabul etmiyorsun. Bu olabilir mi? Demokrasi çoğunuluğun kararı demekse ve sen demokratik olduğunu söylüyorken böyle bir sözle kendinle çelişmiyor musun kardeşim?
Öyleyse herkes kendi cumhurbaşkanını seçebilir...Öyleyse bu ülkede demokrasi bir hayaldir..Öyleyse bölünelim gitsin... Ne de olsa Abdullah Gül "kandırılmış kesimin" seçtiği cumhurbaşkanı ya... Bu halk aptal, bu halk hiçbirşey bilmiyor.
Evet bu halk onca şeye rağmen ikinci kez AKP'yi seçmiş...
Bu halk sabahtan akşama kadar popstar izlemiş, bu halk Semra kaynanayı yetiştirmiş...
Evet bu halk bazen yanlış kararlar verebiliyor. Yanlış da olsa çoğunluğun kararı bu. Ve şimdi oturup "sen benim cumhurbaşkanım değilsin" demekle ergenliği atlatamamış bir psikoloji sergileniyor malesef... Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı sıfatıyla ne derece tarafsız olacağı tartışılır. Ama problemi çözmek için böyle ergen isyanlar yerine bilinçli işler yapılmalı. Bu halk kandırılmışsa bir 5 yıl sonra AKp iktidar olmasın istiyorsan git halkı eğit, gerçekleri göster, elle tutulur bişiyler yap.
Ne olursa olsun "mantıklı", "elle tutulur" birşeyler yap..
Haklarıydı, aldılar, kazandılar. Ama 'onlar' yaptılar, ben değil. Mesele sindirmekle alakalı, ben tebrik ediyorum, haritaya şöyle bir baktığımda her yer sapsarı...
ReplyDeleteHani birileri zamanında demişti ya "Silahlı kuvvetler Türk Milletinin hakkı olan refah ve mutluluğu, vatan ve milletin bütünlüğü ve gittikçe etkisi azaltılmaya çalışılan ATATÜRK ilkelerine güç ve işlevlik kazandırmak, kendi kendini kontrol edemeyen demokrasiyi sağlam temeller üzerine oturtmak, kaybolan devlet otoritesini yeniden tesis etmek için yönetime el koymuştur..."
Ya neler var neler, A'sında da yanlışlar var, B'sinde de...
Ben hepsine şu soruyu sormak istiyorum açıkçası: İyi de bir İnklapçılık vardı bir zamanlar, o nerde ya...
Uf çok konuştum ben...
"Bu cumhurbaşkanı kimin" mi, hmm bilmem, sence?
:):)
ReplyDeleteZaten sen "tebrik ediyorsun" ve bu da yeter sanırım... Doğruyu yanlışı bildikten sonra geriye sonuç verecek eylemler yapmak kalıyor.
Bu cumhurbaşkanı benim senin onu...Mühim mi? Önemli olan 5 yıl sonraki iktidar ve cumhurbaşkanını gerçekten "bizim" yapmak...
Susma tosbaa konuş! Çok konuşalım hatta!:)