3.01.2010

Haydarpaşa'da beklemek....



Bekleme salonundaki o huzursuz bekleyiş…
İnsan hayatının önemli bir bölü olan beklemek belki de insana en fazla istasyonlarda acı verir. Tren perona yaklaşırken hissedilen heyecan ve mutluluk ise bu bekleyişin, acının hediyesidir.
Hiç dönüp baktınız mı etrafa? Tren gelmeden önce toplanan o huzursuz kalabalığa şöyle bir bakarak insani duygulara dair çok şeyler görülebilir.
Örneğin; bir anne küçük oğlunun elini tutmuş peronun kıyısında beklemektedir. Çocuk sorar “Anne ne kadar kaldı?”  Genç kadın huzursuz cevap verir : “Şimdi gelir sabret oğlum…”
Ellili yaşlarında bir bey amca, başında şapkası ve elinde bastonu ayakta durup beklemektedir. Hemen yanında elinde bir evrak çantası takım elbiseli bir bey sinirle saatine bakar. Perondan biraz uzakta gişelere doğru üç beş genç neşeyle gülüyorlardır. Yanlarına ağır ağır yaklaşıp saati soran yaşlı teyzeye  “şimdi gelir teyzecim” der içlerinden biri. Peronun iç kısımlarına doğru bir adam üstünde kalın bir palto, elinde sigarası sessizce beklemektedir. Hepsinin tek isteği bu trenin gelmesidir elbette. Fakat hepsinde farklı umutlar vardır. Gelecek olan yolcu sadece bir yolcu değildir aslında. Bazen yeni bir hayat, bazen cevaplar bazen de umutların sonudur. Bu bekleyiş hepimize bir şeyler öğretir.
Tren perona girer. Haydarpaşa’da trenin geldiğini belirten anons yankılanır. Yolcular bir bir vagonlardan inmeye başlar. Küçük çocuk babasına doğru koşar. Annesinin gözleri yaşarmıştır, kocasına yürür. Bastonlu bey amca uzak şehirde öğretmen olan oğluna sarılır. Takım elbiseli bey tüm ciddiyetiyle gelen iş ortağını arabasına doğru götürür ve muhtemelen iş konuşmaya başlarlar. Gençler askerden dönen arkadaşlarını sevinçle karşılarlar. Yaşlı teyzenin kızı ve kucağında torunu bir tek valizle iner vagondan. Ve elinde sigarası olan adam sigarasını atar yere öfkeyle. Sevdiği kadın yine gelmemiştir.
Bunlar gibi milyonlarca hikaye... Hepimizin bekleyiş öyküleri sürer gider. Umutlarımızı elimize alıp sabırla bekleriz bir şeyleri. Hayallerimizi bekleriz, gerçeği bekleriz….

Bu tren garında, Haydapaşa’da siz neden bekliyorsunuz?

2 comments:

  1. istasyon insanları, aynı rüyayı görüp ayrı yerlere giden...

    ReplyDelete
  2. ben yüzyıldır gelmeyen sevdamı bekliyorum...hemde gelmeyeceğini bile bile..

    ReplyDelete