9.22.2012

Bir Yanlışın Hikayesi

Çengelköy sahilde sessizce rüzgarı dinledi.

Sigarasından bir nefes çekip, orta şekerli türk kahvesinden bir yudum aldı. Az önce kapattığı telefonu elinde duruyordu hala. İçinde o telefonu fırlatıp denize atacak bir öfke olmasını dilerdi. Küçük bir kız çocuğunun çaresizliği vardı sadece, bir bunu silememişti yüzünden.

"Benim yaptığım hatayı sakın sen yapma.." demişti telefondaki ses. Bu bir öğütten çok bir itiraftı.
"Başka yol göremiyorum... Hayat devam ediyor, biliyorum. benimki de böyle devam etmeli"
"Ben de öyle düşündüm, aynısını hissettim. Ben..."

Bunları duymak istemiyordu. Adam da duymak istemeyeceğini bildiği için cümlesini bitirmeden sustu, kelimeleri toparladı.
"Yanlış anlama, demek istediğim onu seviyorsun ve onsuz bir hayata alışmanın ne kadar zor olduğunu anlayabiliyorum. Ama mutsuzluğunun üstüne bir hayat kurmak, onu unutmak için.."

"Ben sadece doğru olanı yapmak istiyorum. Başka birinin doğru insanı olabilirim. " dedi sakince.

Adam güldü. "Evet olabilirsin ve eminim o kişi çok mutlu olur... Senin birini mutlu edemediğini düşünemiyorum bile,.. Onu çok mutlu edersin.. Ama "başkaları" cehennemdir sen kendi cehennemini mi seçeceksin?"

Keşke ona gerçekleri anlatabilseydi. Tanıdığı kimseye anlatamadığı gerçekleri elbette ki ona da anlatamamıştı. Bu telefon görüşmesini daha fazla uzatmak istemiyordu. Çünkü gerçekler acıtır. O'na "Ben hiç sevilmemişim, bunca zaman sevildiğimi sanmışım onca zaman sonra bir telefon konuşmasıyla terk edildim ve dahası senin veya bir başkasının asla aklına gelmeyecek şeyler yaptım. Yalvardım, ağladım defalarca onu aradım ve defalarca cevapsız kaldım. Onun için milyonlarca kez yalanlar söyledim, onu mutlu etmek için her şeyi yaptım, ve sonunda "standart bir mutluluk" uğruna terk edildim."

Bunları söyleseydi telefonun ucundaki adam asla inanmaz ve kendisiyle dalga geçtiğini düşünürdü belki de. Bunların yerine "Aradığın için teşekkürler" dedi kız."Her şey olacağına varır. "

Çengelköy sakindi. Hafif bir rüzgar esiyordu. Sigarası sönmüş, kahvesi bitmişti. Her şey değişmişti. Telefonundan sim kartını çıkardı yavaşça. Gülümsedi, kartı denize fırlatırken. Kendi kendine "yanlış yolda yürümek, doğru yolda beklemekten iyidir..."  diye fısıldadı.