1.18.2012

Zebralar ve Atlar


"-Nal sesleri duyuyorsan atları düşün, Zebraları değil..."

Asistanına bunu söyledi Doktor. Hastanın belirtileri apandist olduğunu gösteriyordu ama stajyer başka bir hastalığın belirtisi de olabileceğini anlatıyordu ki Doktor onun sözünü kesip bu sözü söyledi. Nitekim haklıydı da,  küçük kızın hastalığı apandistti.

Aklıma takılan ne hastalık ne de doktor. Aklımda sadece Atlar ve Zebralar var şimdi. Hayatın içinde her gün her dakika bir sürü nal sesleri duyuyorum. Ve inanın o nal seslerinin Zebralardan, Zürafalardan, Allah sizi inandırsın penguenlerden bile geldiğini düşündüğüm olmuştur. Cevapları hiç bir zaman basit yerlerde aramadım. Bir harekete hep bambaşka anlamlar yükledim ki biliyorum yalnız değilim bunu okuyan sizler de çoğu zaman böyle hissettiniz veya hissedeceksiniz.

Bir kadın sokakta bana dönüp baktığında "kıyafetimde bir şey mi var?" "beni bir yerden tanıyor mu?", "çok güzel oldum bu gün kıskandığı için mi bakıyor?" -evet nalet olası bi narsistim- "bir şey mi soracak?" ... Beş saniye belki daha kısa bir zamanda bana bakmış bir kadın için milyonlarca soru üretebilirim.  Konu böyle olunca sonuç zararsız olabiliyor ancak konu hayatınıza dair önemli insanların hareketleri, size söylediklerine geldiğinde sorduğunuz milyonlarca soru sizi boğuyor, yoruyor ve pek tabii yanlış yönlendiriyor. 


Kalbi mevzularda bir söz çok şey anlatabilir. Sevgi, nefret, vicdan, rahatsızlık, mutluluk.. her sonucu çıkarabilirsiniz. Bir de bazı sözler vardır, doğru sonucu çıkarmak yerine, duymak istediğiniz sonuca ulaşırsınız her zaman. Ancak hiç bir zaman içinize sinmez, sinmediği için de defalarca bu soruları kendinize sormanız gerekir ister istemez. Çünkü beyniniz aslen cevabı bilir. Dışarıdan NAL sesleri gelirken beyniniz bağırmaktadır: "BU SESİİİİİİN SAHİBİ ATLARRRRR; DUYUYOR MUSUN BENİ AT!!!"

Kalbiniz için her cevap zebradır, zürafadır, hatta pandadır. Ve ne yazık ki bunu değiştiremezsiniz.

Şimdi dışarıdan nal sesleri geliyor. Dört nala, zaman zaman şaha kalmış nal sesleri... Bildiğim ve kabul ettiğim bir şey var ki o da o sesler kesinlikle yolu İstanbul'a düşmüş bir Zebra'dan geliyor...

Sevgiyle kalın efenim.

Beyrut.

No comments:

Post a Comment